2 Ladies Life; ”Paris’in Ünlü 5 Çay Markası ile 5 Çayı”nı yazdı!

Geçenlerde düzenlenen bir blogger buluşmasında bu şirin blogun sahipleriyle tanıştım. İsimleri pek doğru bir seçim olmuş. İki blogger da lady gibi zarif gerçekten gezmeyi ve keşfetmeyi  çok seviyorlar. Bloglarında da tüm bu keşiflere yer veriyorlar. Paris’e gidilen bir gezilerinde ise ortaya harika bir çay yazısı çıkarmışlar. Benimle de paylaştılar. Seve seve paylaşıyorum sizlerle…

Bu arada yazıyı olduğu gibi yayınlıyorum. Not olarak eklemek gerekirse Kusmi ve Mariage Frères çaylarını denedim. Diğerlerini de ilk fırsatta denemek istiyorum. Beni de heveslendirdiler:)

Daha fazlası için bloglarına tık tık!

http://www.2ladieslife.com/

Beş çayı denince akla İngilizler ve değişmeyen çay gelenekleri gelir. Fransızlarınsa, o kadar sokak cafesi, espresso ve cafe au lait (sütlü kahve) bolluğunda, çaydan çok kahve müdavimi olduklarını sanıyordum. Yine de Paris’te vakit geçirirken Fransızların da gelişmiş bir çay zevki olduğunu gördüm. “Salon de thé” olarak geçen çayhanelerin sayısı da hiç az değil üstelik.

Evet Fransızlar genellikle yemeklerden sonra kahve içiyor. Kahve istediğinizde de yalnızca espresso getiriyorlar. Eğer özel bir kahve seçeneğiniz varsa bunu ayrıca belirtmek gerek. Fakat menülerde mutlaka çay seçenekleri de oluyor ve restaurantların genelde birkaç çeşitten oluşan çay kutuları var. Çay için Türkiye’dekine benzer olarak yalnızca “çay” dediğinizde siyah çay geliyor. Ama ben siyah çay yerine “infusion” dedikleri poşet çay seçeneklerinden her seferinde değişik bir tane denemenizi öneririm. Ben hep öyle yaptım, Fransız çaylarından birkaç tanesi ile tanışma fırsatı buldum ve bazılarına bayıldım.

Bugüne kadar denediklerim arasından favori markalarım oluştu. Bu markalar dışında Paris’teki küçük çay dükkanlarından aldığım birkaç aromalı çay da harika çıktı. Sizi bunlardan bazıları ile tanıştırayım:

Damman Frères: 

Damman Frères yani Damman Kardeşler açık ara en sevdiğim çay markası. Gerek sofistike poşet tasarımları olsun, gerek değişik çay karışımları ve aromaları, Damman Frères tam benim damak tadıma göre çaylar yapıyor.

Bu firma 1925 yılında Damman kardeşler tarafından çay ticareti yapmak üzere kurulmuş. 1962 yılında ise kral onaylı çay markası olarak ticari hayatına başlamış. Bugün Paris, Nimes, Strasburg, Osaka, Milano ve Abu Dhabi’de dükkanları var. Damman çaylarını marketlerde bulmak pek mümkün değil. Genelde şık restoranlarda bulunuyor.

Benim favorilerim Jardin Bleu, The Noir Pomme D’amour ve The Vert Orientale. Bu çayların poşetlerinde renkli çiçek yapraklarını ve varsa kuru meyveleri tek tek görebiliyorsunuz. Toz halinde değil de tek tek elle yapraklar yuvarlatılarak yapılan Gunpowder Yeşil Çayı da denemeye değer.

Adı bize biraz itici gelse de, ambalajları harika olan bir çay markası Kusmi Tea. Rengarenk tasarım kutulara ve poşet çaylara sahip markanın kuruluşu 1800’lere dayanıyor. Aslında bir Rus tarafından kurulan bu çay firması Rus devriminden sonra 1917 yılında Paris’i genel merkez olarak seçmiş. Markada halen Rus etkilerini görmek mümkün. Yine de diğer Fransız çay markalarında görülen gelenekselci tarz Kusmi’de yerini yenilikçi tasarımlara bırakmış. Çaylar ise Çin çayları, Hint çayları ve Seylan çayının karışımlarından oluşuyor. Turunçgil aromalarının ve tarçının bol kullanıldığı çeşit çeşit çayları var. Çok pahalı olduğu için bir gün ofise ortaklaşa alıp denedik tüm çaylarını.

Pazarlamasının çok iyi yapıldığını düşündüğüm bu markada favori çaylarım Prince Vladimir, Sarı Detox çayı ve sakinleştirici etkiye sahip Be Cool.

Mariage Frères: 

Mariage Frères aynı Damman gibi Mariage kardeşlerin Fransızların Hint sömürgeciliği zamanında, çay ithalatı yapmak üzere 1854’te kurduğu bir çay markası. Gezmekten çok keyif aldığım Le Marais bölgesinde Paris’in en eski çay dükkanına sahip. Yine bir pazarlama dehası olarak harika ambalajları var, tarz olarak da Damman’a çok benziyor. Bu markanın genellikle Çin ve Japon çayları öne çıktığı için Kiraz Çiçeği aromalı “Sakura” çayını ve tütsülenmiş bir tat bırakan “Lapsang Souchong” çayını ısrarla tavisye ederim.

Bunlar dışında geriye denemek istediğim iki çay markası daha kalıyor. En az yukarıdakiler kadar meşhur olduğunu duyduğum Palais des Thés ve Compagnie Coloniale. Bunları da deneyince yorumlarımı tekrar paylaşırım.

Bir de ufak çay dükkanlarında keşfettiğim tatlardan şu var:

Marco Polo Tea: 

Bu bir marka değil, her markada bulunabilen bir çay çeşidi. Bu çayla Paris’te tesadüfen girdiğim ufak çay dükkanlarından birinin sahibesi sayesinde tanıştım. Paris’teki en meşhur çay hangisi diye sorduğumda bana Marco Polo’yu gösterdi ve meyvemsi çiçeğimsi tatlar bıraktığını söyledi. Marco Polo tam aradığım çay olmalıydı! Hemen ufak bir paket aldım (paketin şirinliğine bakar mısınız?) ve o günden beri severek içiyoruz. Paris’teki çay dükkanlarından ısrarla isteyiniz.

Thé Gourmand: 

Fransız mutfağında çok beğendiğim, ve tüm kalbimle Türkiye’deki restoranlarda da olmasını dilediğim bir uygulama var: Çay ya da kahvenizin yanında bir tabakta, Cafe Gourmand ya da Thé Gourmand denilen, restorandaki tatlı çeşitlerinin küçük versiyonları geliyor. Böylece tiramisu mu yesem, makaron mu denesem, milföy pasta da pek güzel gözüküyordu derdinden sizi kurtarıyor. Hepsinin  mini versiyonları aynı anda tabağınızda oluyor. Çay isterken Thé Gourmand (Te gurman) deyip çay keyfinizi tatlıyla taçlandırmayı unutmayın!

Share

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir