Duvardibi Orhan ve Çay ile Geçen 30 Yıl…
Kimileri yediği içtiği ne varsa önce sunumuna dikkat eder. Tadından, hissettirdiğinden çok, sunum önemlidir onlar için. Kimileri ise aslında bu görselliklerden çok, işin arka kısmına, görünmeyen güzelliklerine odaklanır. Bakın size ne diyeceğim; her gün özenle hazırlanan, muhabbetle demlenen, tavşan kanı bir çay içmek ister misiniz? O halde size Duvardibi Orhan Abi’nin yerini tarif edeyim…
Dile kolay, kendisi 30 senedir çay demliyor burada. Her gelene güler yüz, her gelene muhabbet ile yaklaştığından da müşterisi hiç eksik olmuyor. Belki önünden defalarca geçmişsinizdir. Baktığınızda sıradan bir çay ocağı gibi dursa da geçmişi uzun bu noktanın.
Daha önceleri tadilata girmemiş Fatih camisi duvarı sırasındaymış tabureleri ve masaları. Adı da buradan geliyormuş.Şimdi imkan oluşmuyor diye kapısının önüne kuruyor. ”İyi çay içmek istedik, buraya gönderdiler” diyorum, gülüyor. ”Nasıl geçmiş onca sene anlamadım ama ilk gün gibi seviyorum işimi, ocağımı” diyor ardından. Durmuyor kimliğinden buraya ilk geldiğindeki fotoğrafını da gösteriveriyor.
Yanımıza oturup sohbeti koyulaştırdığımızda ne varsa aklımda soruyorum. ”Günde kaç kazan çay demleniyor burada?” diye sorduğumda ”o kadar sekülerizme gerek yok, hiç saymadım. Allah verdi çalıştık, çalışıyoruz şükür” diyor. Bir dönem kahve de varmış menüsünde ama bakmış ki akşam ayılmaya gelen çok oluyor, kaldırıvermiş. Açıldığı günden beri Çaykur Rize Turist çayı kullanıyormuş. ”Beni burada herkes bilir” diyor. Demesine gerek yok ki, tabureler doluyor, boşalıyor…
Ramazan da da sahura kadar açıkmış burası. Kadınpazarı tarafında yemeklerini yiyenler üstüne keyif çayı içmeye geliyorlar buraya tek tek. Çay tabakları, bardakları tertemiz. Çayın fiyatı da 1 TL. Geçerken Orhan abi’ye selam vermek isterseniz; Fatih Camisinden İtfaiye tarafına doğru çıkıyorsunuz. Köşede BP’yi göreceksiniz hemen yanındaki 2 ya da 3. dükkan.
Zaten sorsanız da gösterirler hemen.
Ne mutlu yaptığı işi sevenlere,
ne mutlu çay aşıklarına:)