İran Çay Kültürü: Gittim,Gezdim,Gördüm

Uzun zamandır keşfetmek istediğim noktalardan birisiydi İran. Başlı başına bir gezi konusu olan çay kültürlerini yakından görmek, tanımak ve yaşamak için yola çıktım. Döner dönmez de oturdum bilgisayarımın başına; işte başlıyorum! ”İran Çay Kültürü”

İran, geçmişi ve gelenekleri ile ilginç bir bağ kurmuş. Bazı adetlerini bugün aynı canlılıkla gerçekleştirirken bazıları ise çoktan silinip gitmiş. Zaman zaman çay kültürlerine de değmiş bu zaman erozyonu. Neden böyle dediğimi birazdan daha iyi anlayacaksınız:)

Öncelikle ”İran’da çay nasıl içilir?” sorusunu yanıtlamaya çalışayım; İran’da bizim ülkemizdeki kadar sık olmasa da siyah çay tüketimi yüksek. Semaver ülkenin başlıca simgelerinden biri olsa da evlerde ve cafelerde  daha sık çaydanlıklar, ya da sunum amaçlı cam demlikler kullanılıyor. Bu arada kız kıza çay saati de gördüğüm kadarıyla pek popüler. Cafeler çaylarını içip, tatlılarını yerken keyif yapan hanımlarla dolu:) Ne güzel…

Siyah çayı bize göre daha demli ve buruk içmeyi seviyorlar. En çok içtikleri siyah çay türü ise; Seylan. Belki de böyle demli içmelerinin sebebi çaylarının yanında sık sık tükettikleri tatlılar ve şekerlerdir. Evet, İran’daki şeker kültürü neredeyse çayın önüne geçmiş durumda.

Hem yemeklerde (özellikle et ve pilavlarında) kullandıkları hem de şekerlerine ve çaylarına sık sık ilave ettikleri safran yine baş rolde. Türkiye’de de yeni yeni popüler olmaya başlayan (nöbet şekeri de deniyor) doğal kristal şekerleri farklı baharatlarla birleştiriyorlar. Özellikle ince ahşap çubukların etrafına sarılı şekilde gelen şekeri çayınızın içine batırarak içiyorsunuz. Safranın hem tat olarak lezzet verdiğini, hem de bir şifa kaynağı olduğunu söylüyorlar.

Bazı şekerlerin üzerinde safran parçaları da görmek mümkün. Bunun yanı sıra ince yuvarlak diskler halinde hazırlanan kıtır şekerler de çayla birlikte servis ediliyor. Tadını elma şekerlerinin üzerini kaplayan o çıtır şekere çok benzettim. Kalite ve lezzet olarak ülkede çok çeşit bulabiliyorsunuz. Susamlı mı istersiniz, kakuleli mi?

Sadece bu kadar mı? elbette hayır, çay yanında çok sık tüketilen bir diğer tat ise meyve kuruları. Kuruyemiş ve baharat satan dükkanlarda epey farklı çeşit bulmanız mümkün. Küp küp kesilmiş ve kurutulmuş meyveleri de tatlı niyetine çayın yanında tüketiyorlar. Sadece kabuklu fıstığın bile onlarca farklı baharatla tatlandırılmış halini denemek mümkün. Minik kuru incirler, iç çekirdekler,meyveler derken kendinizi kaybetmeniz an meselesi:) Fakat satın alırken dikkat edin, ülkemizde olduğu gibi gramaj hesapları yok, göz kararı poşetlere koyuyor, kasa da tartıyorlar. Hesabınız şaşabilir.

Gelelim çayın kendisine. Baharatlara en az bizim kadar düşkün olan İranlılar, bizden daha cesurlar ve çaylarını sıklıkla baharatlarla çeşitlendiriyorlar. Tomurcuk gül kurusu, kakule (hel diyorlar), safran ve zaman zaman tarçın ve daha bir çok baharat çaylar demlenirken ekleniyor.

Ülkeye gitmeden araştırdığım kadarı ile ülkenin en güzel çayı ”Lahijan” çayı idi. Bu aynı zamanda İran’da çay üretiminin da en güzel yapıldığı bölge. Ben hem İsfahan hem de Şiraz’a gittim ve  ayrı ayrı bir çok kişiyle konuştum, aldığım cevap aynıydı: ”Bu çayı burada bulamazsınız” Nasıl yani? Ülkenizin harika lezzette bir çayı var, fakat hiç bir noktada satılmıyor öyle mi? Evet, gerçek şöyleymiş; İran, ürettiği neredeyse tüm güzel çayları ithal ediyor. Peki ne içiyor? Yine İthal çay…Çok üzücü değil mi? Böylesi bir ülkede gelinen durum bu. Güzelini verip, orta sınıfı ile idare etmek… Yetmedi gördüğüm tüm baharatçılara, aktarlara girip baktım. Satılan çay çok da özellikli olmayan orta sınıfta Ceylon çaylarıydı gerçekten.

Halk da buna alışmış durumda. Yurt dışına çıkma imkanı olan, alıp getiriyor. Onu dışında burada da açık çay olarak tüketiyorlar genelde. Marka olarak karşınıza en sık ”Ahmad Tea’‘ çıkıyor. Çeşit çeşit çayını çok uygun fiyatlara olmasa da bulmak mümkün. Bunun yanı sıra görebileceğiniz ve tutulan diğer markalardan bazıları ise; Sadaf, Galil, Akbar, Ghazal, Zarrin, Shahzrad…

Ülkedeki genel ambargo nedeni ile ithal ürünler hem çok az, hem de çok pahallı bu yüzden de herkes kaderine razı olmuş durumda diyebiliriz. Eskiden oldukça ihtişamlı ve daha keyifli olduklarını söyledikleri çayhanelere de gittik. Eski havaları elbette yok. Müzik çalınan, dondurma ya da kahve de içilen noktalar haline dönüşmüş. Bizdeki çay bahçeleri gibi. Tabi localar halinde oturma imkanları oluşu, çayın hala demlikle geliyor olması güzel detaylar…

Bazı çayhanelerde İran çayı olarak karışık baharatlı ve meyve kuruları eklenmiş çayları da görüp, deneyebilirsiniz. Fakat karışık bitki çaylarını aktarlarda o şekli ile bulmak zor. Siz alıp, karıştıracaksınız:)

Turistik çarşılarında ve otellerde de sık sık gördüğümüz çay setleri ise hediyelik eşya olarak oldukça popüler. Kırmızılı, mavili, altın işlemeli, el yapımı derken fiyatları da işçiliğe göre artıyor. Çay bardaklarının çok büyük bir kısmının üzerinde İran şahının resimleri var.

Bir setin fiyatı Türk lirası ile ortalama 70 TL. Tabi pazarlık payınız da mutlaka var.

Yine han ve çarşılarda bakır, gümüş ve farklı madenlerle hazırlanmış semaverler bulmak mümkün. Bunları da gram olarak tartarak fiyatlandırıyorlar.

Antika dükkanlarında ise fiyatlar oldukça yükseliyor doğal olarak.

Son olarak; çay bizim kültürümüzde olduğu gibi yemeklerden sonra ikram olarak servis edilmiyor. Biz bunu acı bir tecrübe ile öğrenmiş olduk:) Ülke insanlarının İngilizceleri genel olarak pek iyi değil. Sizi anladıklarını sanarak çayı ikram olarak alıp, alamayacağınızı sormayın. başlarını sallayarak, hesaba ekliyorlar:)

”Bir dil bir insan, çok çay çok insan” demiş bir çay atasözü.

Yolunuz İran’a düşer de benim görmediğim bir detayı yakalarsanız siz de bana yazın olur mu?

Share

Yorumlar

  1. Seylan çayı iran da üretiliyor sanıyordum. İthal edilmiş çayları biz galiba iran çayı diye içiyorduk 🙂 güzel bir inceleme yazısı olmuş. Teşekkürler emeklerinize sağlık.

    Cevapla

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir